view from the exhibition Mayom İçimde, acrylic on walls, artSümer, Istanbul, 2011 





Untitled, ink on paper 15x5 cm, Istanbul 2011





*with bathing suit on underneath

solo exhibition
 artSümer
Istanbul, 2011



          mayom içimde* / Çiğdem Öztürk / 2011
Binalar: Kum, çakıl, beton, alçı, kireç, kereste, kiremit, cam, katran..İnsanlar: Oksijen, karbon, hidrojen, nitrojen, kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, sodyum, magnezyum..İnsanlar mı daha yorgun, yoksa binalar mı? Binalar dile geldi: "Mağaralara geri dönün, şehir bitti!"İnsanlar konuşmadı, binaların şeklini aldı, taşa, betona kollarını doladı, boşluklara yayıldı, uyudu, uyandı, saklandı... Binalar eğildi, büküldü, doğruldu, habire büyüdü. Dans etmiyorlar. Kımıldamıyorlar. Herkesin yatacak yeri var, ama kimsenin kaçacak yeri yok.  
Buildings: Sand, gravel, iron, brick, briquette, cement, plaster, limestone, timber, roof tile, glass, tar...People: Oxygen, carbon, hydrogen, nitrogen, calcium, phosphate, potassium, sulfur, sodium, magnesium...Are people more exhausted or buildings? Buildings spoke: "Go back to caves, the city is finished!" People did not speak, but took on the forms of buildings, embraced stone and concrete, sprawled out, slept, woke up, hid... Buildings leaned over, twisted, straightened up, constantly grew. They don't dance. They don't move. Everyone has a sleeping space but no one has a place in which to hide.


Pınar Öğünç / Mayom İçimde / 5 Nisan 2007

Azeriler 'En çetin damarı' diyor, 'En zor yanı' yani. Neyin en zor yanı? Bu saatte iş yerinde olmanın... Nesi kolay olabilir ki! Her şeyi geçelim, yapabileceğim şeyler var, bir de yapamayacaklarım, ki yapamayacaklarımı yapmadıktan sonra yapabileceklerimi yapmanın ne ehemmiyeti var. 'Mayom içimde' ne güzel bir aralıktır, tatlı bir ihtimal, geniş bir zaman kipi için, bütün içe yayılır, denize giremesen de, girebilecek olmak, girmemiş olmanı değiştirir gözünde. 'En leziz damarı' der mi Azeriler? Belki Transilvanya göçmenleri...Bir ucu açık bir okyanusa gitmiştim dört beş sene evvel. Dar vakitlerde bol toplu taşıma aygıtı değiştirerek üçte ikisi dalgaların paşa gönlüne bırakılmış kumsala vardım. Sırtımda çok büyük olmayan, ama tüm varlığımı ihtiva eden bir çanta vardı; dalgalar beş katım büyüklüğünde, mayom içimdeydi. Ben o gün yalnız olduğum için, turuncu çantamı o kadar gözden ırak bir köşeye bırakamayacağım için, okyanusa yarı belime kadar girdim. Girdim mi, girdim. Döndüğümde okyanusa yarı beline kadar girmiş bir insan oldum.Girişe değil, çıkışa bakalım, şu an için saatler 02:38. Mayomun yerini bile hatırlamıyorum. En çetin damarı budur bu nevi gecelerin.
http://hafakanattack.blogspot.com.tr/2007/04/mayom-iimde.html  



view from the exhibition Mayom İçimde, acrylic on walls, ink on papers 173x118cm, artSümer, Istanbul, 2011



view from the exhibition Mayom İçimde, acrylic on walls, artSümer, Istanbul, 2011







view from the exhibition Mayom İçimde, acrylic on walls, artSümer, Istanbul, 2011




detail from the exhibition Mayom İçimde, acrylic on walls, ink on papers 173x118 cm each, artSümer, Istanbul, 2011



Tarlada Yüzenler/Swimmers In The Field
ink on paper, 173x118 cm, Istanbul 2011









Uçmak/ Flying
ink on paper 173x118 cm, Istanbul 2011













cerenoykut@gmail.com